Değerli Basın Mensupları,
Kıymetli Vatandaşlarım,
Sevgili Yoldaşlarım,
Bugün burada, Milli Diriliş Partisi olarak, PKK terör örgütü ile Kürt vatandaşlarımızı aynı kefeye koymanın büyük bir cehalet olduğunu ve bunun toplumsal barışa verdiği zararı bir kez daha ifade etmek için toplandık.
Kürt Vatandaşlarımız PKK’nın Temsilcisi Değildir
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, Kürt vatandaşlarımız, bu ülkenin asli unsurlarından biridir. Kürt kökenli vatandaşlarımız, Türkiye Cumhuriyeti’nin her köşesinde, her kurumunda görev alan, bu milletin onurlu ve saygıdeğer evlatlarıdır. Ancak son yıllarda yaşadığımız bazı sıkıntılı süreçlerde, PKK terör örgütü ile Kürt vatandaşlarımızın aynı kefeye konulmaya çalışılması, toplumumuzun birlik ve beraberliğini tehdit eden bir yaklaşım olarak karşımıza çıkmaktadır. Kürt halkını terörle ilişkilendirmek ve PKK’nın temsilcisi gibi göstermek büyük bir bilgisizlik, cehalet ve toplumsal barışa zarar vermek anlamına gelir.
PKK ve Kürt Vatandaşlarımız Arasındaki Ayrımı Net Bir Şekilde Çizmeliyiz
Bizler, Milli Diriliş Partisi olarak her zaman toplumsal barışın ve birliğimizin savunucusu olduk. Türkiye’deki tüm etnik kimlikler, kültürel değerler ve toplumsal zenginlikler, bu toprakların bir parçasıdır. Kürt kökenli vatandaşlarımız, bizim kardeşlerimizdir ve bu topraklarda doğmuş, büyümüş, hayatını bu ülkenin huzuru için adamış insanlardır. Onların, bir terör örgütüyle ilişkilendirilmesi, hem büyük bir yanılgıdır, hem de toplumda kutuplaşma yaratma çabasıdır.
Özellikle son yıllarda yaşadığımız terör olayları ve sosyal medya manipülasyonları, PKK’nın sinsi planları doğrultusunda, masum insanları hedef alarak, bu ülkede yaşayan Kürt vatandaşlarımızı terörle ilişkilendirmek amacıyla çarpıtılmaktadır. Ancak, biz bu yanlışlıkları kabul etmiyoruz! Kürt vatandaşlarımızın tamamı PKK sempatizanı değildir ve asla olmamalıdır! Onlar, tıpkı diğer tüm vatandaşlarımız gibi, bu ülkenin eşit ve özgür haklara sahip bireyleridir.
Toplumsal Barışa Zarar Veriyor
PKK’yı ve benzeri terör örgütlerini Kürt halkının temsilcisi olarak göstermek, sadece terörün değil, aynı zamanda toplumsal barışın da en büyük düşmanıdır. Bu, hem Kürt vatandaşlarımızı hem de Türk vatandaşlarımızı birbirine düşman hale getirmek anlamına gelir. PKK’nın terörist faaliyetlerini savunmak ya da bu teröristleri Kürt halkının temsilcisi olarak göstermek, toplumun her kesiminin zarar görmesi anlamına gelir. Birlik ve beraberliğimize en büyük zararı verir.
Bizim Duruşumuz Nettir: Adalet ve Birlik!
Biz, Milli Diriliş Partisi olarak, siyasetteki en temel ilkemiz olan adalet ve birlik anlayışını savunuyoruz. Bu anlayış, etnik kimlik, inanç veya mezhep farkı gözetmeden toplumun tüm kesimlerini kucaklamayı hedefler. PKK terör örgütü, bir etnik grubun değil, bir terör örgütünün temsilcisidir. Kürt vatandaşlarımız, bu terör örgütüyle asla aynı kefeye konulamaz.
Bizim için önemli olan, toplumun bütün kesimlerinin, adaletli bir şekilde eşit haklara sahip olmasıdır. Hiçbir terör örgütünün, hiçbir siyasi görüşün, toplumsal barışa zarar vermesine izin vermeyeceğiz. Kürt vatandaşlarımızın, PKK’dan ve terörün etkilerinden arındırılmış bir şekilde, özgürce ve güven içinde yaşamalarını sağlamak, Milli Diriliş Partisi olarak bizim en önemli sorumluluğumuzdur.
Sonuç Olarak:
Bizler, Milli Diriliş Partisi olarak, Kürt vatandaşlarımızın PKK’nın temsilcisi olarak gösterilmesine kesinlikle karşıyız. Bu yanlışlık, toplumsal barışa, ülkenin güvenliğine ve huzuruna büyük zarar vermektedir. Kürt vatandaşlarımız, bu ülkenin gerçek sahipleridir ve terörle hiçbir ilgisi yoktur. Onların onurunu korumak, Türk milletinin ve toplumumuzun görevidir.
Gelin, hep birlikte, toplumsal barışı savunalım, terörü kınayalım ve kardeşliğimizi güçlendirelim. Çünkü, Türk milleti olarak bizim gücümüz ve bütünlüğümüz, birbirimizi anlamaktan ve saygı duymaktan geçiyor.
Teşekkür ederim
