“AHMET ÖZER DÖNENE KADAR DEMOKRASİ NÖBETİ DEVAM EDECEK”
“ÇİÇEK, BOSTANCI İLE GÖRÜŞÜP; ÖZHASEKİ, SOYLU’YU DAVET ETTİ, AHMET ÖZER’DEN TERÖRİST ÇIKMAZ”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Esenyurt’ta gerçekleştirilen Merkez Yönetim Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, “Kazanmaktan aciz oldukları Esenyurt Belediyesini işgal etmişlerdir.” değerlendirmesinde bulundu. Ahmet Özer’in göreve dönene dek demokrasi nöbetine devam etme kararı aldık. Esenyurt nüfusunun yüzde 81’i karşıt görüş bildirmektedir. Kumpasınız, milletin vicdanından geri dönmüştür. Erdoğan’ın her bayram selam gönderdiği, Cemil Çiçek’in üç saat, Naci Bostancı’nın ise iki saat boyunca dinlediği, Mehmet Özhaseki’nin Şehircilik Şurası’na, Süleyman Soylu’nun da Etnik Meseleler Çalıştayında davet ettiği Ahmet Özer’e uzun yıllar boyunca fikir danıştınız. “Uzun saatler boyunca dinleyip akıl danıştıkları Ahmet Özer’in suçlu veya terörist olarak damgalanamayacağını belirtti.” Cumhuriyet Halk Partisi’nin lideri Özgür Özel, İstanbul Esenyurt’ta icra edilen Merkez Yönetim Kurulu toplantısının ardından değerlendirmelerde bulundu. Genel Başkan Özel, “Esenyurt halkı ve kıymetli basın mensupları, bugün Cumhuriyet Halk Partisi’nin Merkez Yönetim Kurulu’nun toplantı günü.” Ankara’da bulunmamızın, genel merkezimizde yer almamızın önemi, bu ülkede yoksulluk, işsizlik, güvencesizlik, güvenlik sorunları ve kadınlarla bebeklerin yaşam hakkı ihlalleri gibi meseleleri nasıl ele alacağımızı tartışacağımız bir toplantı gerçekleştirme gerekliliğindendir. Bu bağlamda, parti tarihimizdeki üçüncü toplantıyı, İlki Soma faciasının yıldönümünde Soma’da, ardından Esenyurt’ta gerçekleştirdiğimiz ikinci Merkez Yürütme Kurulu toplantısının ardından düzenliyoruz.” Özel, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Esenyurt halkının iradesine yönelik bir darbe teşebbüsüdür. Bunun nedeni, Esenyurtluların iradesine, kendi seçtiğiniz belediye başkanına ve belediye meclisi üyelerine karşı gerçekleştirilen bu saldırıdır.” Bugün itibarıyla Esenyurt Belediyesi’nde bir kayyum tayin edilmemiştir. Kayyum, hukuksal bir kavramdır. Ancak Esenyurt’ta gerçekleştirilen eylem, tam anlamıyla bir işgal niteliğindedir. Recep Tayyip Erdoğan’ın direktifleri doğrultusunda, bilgisi dahilinde, başarısız oldukları Esenyurt Belediyesi’ni ele geçirmişlerdir. Kayyum uygulamasını değil, işgal altında bulunduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Bu nedenle, sizlerle birlikte Esenyurt’ta demokrasi nöbeti tutmaaktifliğinde bulunuyoruz. Demokrasi nöbetimizin yirminci gününü geride bırakmış bulunmaktayız. Öncelikle belirtmek isterim ki, ifade etmek istediklerimi vurgulayarak başlamak gerekmektedir. Cumhuriyet Halk Partisi, belediyesine kayyum atanmasına ve işgaline kayıtsız kalacak, birkaç gün süresince tepki gösterip ardından sükunete bürünecek, bu durumu unutacak ve unutturacak, bu süreçlerin böyle devam etmesine izin vererek teslim olacak bir parti değildir. Bu nedenle, Esenyurt’ta son 20 gündür sürdürdüğümüz güçlü direnişi, Ahmet Özer görevine dönene dek örgütümüzün demokrasi mücadelesi ve demokrasi nöbeti çerçevesinde devam ettirme kararı almış bulunmaktayız. İlk 20 gün, son derece çetin bir süreç olarak yaşandı. Bu 20 günde burada önemli bir mücadele sergileyen Esenyurt örgütümüze, Esenyurt ilçe başkanımızın şahsında İstanbul örgütüne, İstanbul il başkanımızın şahsında ve Esenyurt’un kendilerine verilen görevde sona kadar duruş sergileyen tüm meclis grubumuza Silivri’de bulunan Sayın Ahmet Özer’in şahsında içtenlikle teşekkür ediyor, onları kutluyorum.
“BELEDİYE BAŞKAN VEKİLİ MECLİS ÜYELERİ ARASINDAN SEÇİLMELİDİR”
“Demokrasiye yönelik bir saldırının bir boyutu, Ahmet Özer’e yapılan müdahale iken, diğer boyutu ise belediye meclis üyelerine yönelik bir saldırıdır.” Bu çirkin darbe, Esenyurtluların seçtiği belediye meclis üyelerini binaya kabul etmeyerek, milletin iradesiyle seçilen meclis üyelerini, dolayısıyla milletvekillerini de içeri almayan bir anayasal suç oluşturmakta; bu durumu hayata geçirenler ve buna karşı direnenler, tüm Türkiye tarafından dikkatle izlenmiştir. Esenyurt’tan aldığı güçle o barikatları aşarak, mücadelenin 17. gününde belediyeye giren meclis üyelerimizi, milletvekillerimizi, İstanbul il başkanını ve Esenyurt ilçe başkanını bir kez daha içtenlikle tebrik ediyorum. Belediye meclis üyelerimiz, artık görevlerini icra edecekleri belediyede ve partimize ait salonda bulunmaktadırlar. Bununla birlikte, bugün orada bulunmaları ve denetleme faaliyetlerini icra etmeleri, kayda değer bir kazanımdır. İşgalcinin eylemlerinin izlenmesi, sağlam bir güvence teşkil etmektedir. Ancak bu işgal, acilen son bulmalı; Ahmet Özer’in özgürlüğüne kavuşup görevine dönmesi beklenen güne kadar, Esenyurt’ta belediye başkan vekili, belediye meclis üyeleri arasından atanmalıdır. “İşgali sona erdirin.
BİR ELİMİZ VE GÖNLÜMÜZ ESENYURT’TA OLACAKTIR.”
“Bundan sonra ne Cumhuriyet Halk Partisi, ne İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ne de diğer belediyelerimiz Esenyurt’u bir an bile yalnız bırakmayacak; sürekli olarak bir elimiz ve gönlümüz Esenyurt’ta olacaktır.” Biz, nöbete devam etme kararı aldık. Bundan böyle, her iki günde bir, Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir il örgütü, tüm seçilmişleriyle birlikte Esenyurt’ta, il başkanı, ilçe başkanları, belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri ile il ve ilçe yöneticileri bir araya gelecektir. Onların yokluğunda, bugüne dek büyük bir dayanışma sergileyen tüm siyasi partiler ile sanatçılar, gazeteciler, düşün insanları ve yazarlarımız, belediye meclis grubumuzun tesislerinde karşılanacak, ağırlanacak ve onlara eşlik edilecektir. Ayrıca, dayanışma duygularını ifade eden, buraya gelen ya da ziyaret planlayan diğer siyasi partilerin milletvekilleri, yöneticileri, il başkanları, sanatçılarımız ve yazarlarımız da belediye meclis salonumuzda ve odamızda misafir edilecektir. Esenyurt’ta, ilçemizin ve il örgütümüzün çalışmaları devam edecektir.
“Esenyurt halkının %81’i itiraz ediyor.”
Ayrıca, 43 mahallesi bulunan Esenyurt’ta, her mahallede toplantılar düzenleyerek, Ahmet Özer’in o bölgeye dair verdiği sözleri ve taahhütleri hatırlatmayı, gerçekleştirdiği projeleri ve eksik kalanları belirtmeyi, bu işgalcinin mahalleye sunmadığı hizmetleri anlatmayı hedefliyoruz. Örneğin, okulun önündeki cam kırılmış durumda; muhtar iki gündür durumu bildiriyor, ancak henüz camın tamiri yapılmamış. Esenyurt’ta aksayan hizmetleri yerinde, her mahallede detaylı bir şekilde ele almaya devam edeceğiz. Bu işgalcinin gerçekleştirdiği hukuksuzluğun Esenyurt üzerindeki yıkıcı etkilerini detaylı bir şekilde ifade edeceğiz. Buradan AK Parti ve MHP’ye olumsuz bir haber iletmem gerekiyor. Esenyurt’ta oyların %51’ini alarak seçimi kazandık. Ancak gerçekleştirilen kamuoyu araştırmasına göre, 1 milyon nüfusa sahip Türkiye’nin en büyük ilçesinde, belediye başkanımız Ahmet Özer’in gece yarısı ve şafak baskınıyla başlattığı bu işgale, eşinin kapıyı korkuyla açarken itildiği, evinin kapısının kırıldığı, polis tarafından yatağından kaldırıldığı ve avukat desteği olmaksızın yürütülen aramalarla devam eden sürece, Esenyurt halkının yüzde 81’i karşı çıkmakta ve bunu hatalı bulmaktadır. “Kumpas, milletin vicdanından geri dönmüştür.”
“Esnafın sabrı taşmak üzere; esamemiz artık okunmaz hâle gelmektedir.”
“Buradan yapmış olduğum çağrı, Esenyurt Emniyet Müdürü’ne, İstanbul İl Emniyet Müdürü’ne ya da valiye değil; İçişleri Bakanı’na ve dolayısıyla Recep Tayyip Erdoğan’a yöneliktir.” Görüyorsunuz ki, “Giremezsiniz” ibaresiyle bir bariyer oluşturmuşsunuz; ancak biz içeri girmeyi başardık. Artık bu bariyerlerin hem içerisine girmekteyiz hem de dışarısına çıkmaktayız; ayrıca belediyeye de yönelmaktayız. Bu bariyerin sizin için bir avantajı bulunmamakta, ancak esnaf için ciddi bir zarar teşkil etmektedir. Artık bu engelleri ortadan kaldırın. Esnafın sabrı taşma noktasına ulaştı. Yüzde 51 oranıyla kazandığımız ilçede bir daha sesinizin duyulmayacağı bir duruma düşüyorsunuz. “Bu engelleri ortadan kaldırın, meydandaki işgali sonlandırın.”
“OYUNA GELMEDİK, OYUNU BOZDUK VE BOZMAYA DEVAM EDECEĞİZ.”
“Bir şükranımı sunuyorum.” O, tüm provokasyonlara ve kanunsuz emirlere rağmen; amacı, bu milletin fedakâr evlatları olan polis memurlarımızı, her biri birer aile babası veya anası, evlat, eş ve kardeş olan bu bireyleri, milletin vekilleriyle ve yöneticilerimizle karşı karşıya getirmek olanlara karşı büyük bir sabır ve olgunluk sergileyerek, polisimize en ufak bir kötü muamelede bulunmamış ve ben de ‘Onları ailelerinin önünde mahcup edecek hiçbir görüntünün tarafı olmayalım’ diye rica etmiştim. Yöneticilerimiz, milletvekillerimiz ve Esenyurtlular büyük bir titizlikle hareket ettiler. Bu özenli tutumları nedeniyle, arkadaşlarımıza ve aslında bu kanunsuz emirlerden mağdur olan polis kardeşlerimize ve evlatlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Bu oyuna katılmadık, aksine bu oyunu altüst ettik ve altüst etmeye devam edeceğiz. İnanmayan herkes için buradadır, işte Esenyurt Emniyet Müdürü. Bugün il başkanımın yönelttiği soruya göre; “En küçük bir olumsuz muamelede bulunduk mu? Polise karşı en ufak bir saygısızlıkta bulunmuş olabilir miyiz?” Bu hususu Esenyurt Emniyet Müdürü’ne danışabilirler. Esenyurt’ta görevli olan her bir polis memurumdan bilgi talep edebilirler. Bu nedenle, partiyi ve Esenyurt’u kriminalize etmeye, suçlu ve çatışmacı bir profil çizmeye çalışan zihniyeti bir kez daha milletimize ifşa ediyoruz.
“Gizli tanık mevcut değildi; olsaydı, sorgulama yapılacaktı.”
“Son olarak, Ahmet Özer meselesine gelecek olursak… Bir akademisyen, kanaat önderi, aile babası ve gerçek bir vatansever olan Ahmet Özer’i ele alalım.” Gece yarısı baskın düzenlendi; evrakların alınması esnasında avukatların dahi müdahale etmesine müsaade edilmedi. Bir takım deliller bularak suçlamalarda bulunacaklar. Kendisine yöneltilen tüm sorulara tatmin edici cevaplar sundu. Tamamen dayanaksız sebeplerle tutuklama gerçekleştirdiler. Bu tutuklama kararına karşı Türkiye’nin önde gelen ceza hukukçuları, 40 sayfalık ve ekleriyle birlikte kapsamlı bir itiraz dilekçesi kaleme aldılar. Dilekçenin 40 sayfası ve ekleriyle birlikte yüzlerce sayfalık belgelerin yalnızca 40 dakikalık bir süre zarfında incelenemeyecek kadar hızlı bir şekilde reddedildiği görülmektedir. Ret gerekçesinde, bu iddiaların tutuklama gerektirmediği belirtilse de, tutukluluğun devamı için bir gizli tanık beyanı dikkate alınmıştır. Gizli tanık ifadesinin tutukluluk gerekçesi oluşturmadığı ifade edilmesine rağmen, “tutukluluğun devamına” dair bir karar verilmiştir. Değerli basın mensupları, Ahmet Özer’in gözaltında olduğu süreçte, tutuklama veya tutuklama kararının alındığı savcılık ve hâkim önünde gizli bir tanığın ifadesine dair herhangi bir soru yöneltilmemiştir. Nedeni, o dönemde gizli tanığın mevcut olmaması; eğer olsaydı, “Gizli tanık bunun böyle olduğunu belirtiyor” şeklinde bir soru yöneltecekti.
“CHP, bu meselenin peşini asla bırakmayacaktır. Bu kadar boş gerekçelerle, gözaltı sebeplerinin Türkiye’de alay konusu olması durumu karşısında, ‘Efendim Ahmet Özer DEM’liymiş, yoksa şu terör örgütüyle bağlantılıymış’ gibi iddialar gündeme gelmektedir.” On yıldır Cumhuriyet Halk Partisi üyesidir. Millevekili adayı olarak kendisini tanıtıyoruz. “Ahmet Özer’in suç örgütleriyle bağlantı içerisinde olduğuna dair iddialar mevcut.” Bir telefon görüşmesi, tarihi, saati ve kaydı belirsiz; eksik olduğu açıktır. Ancak onların milletvekillerinin o şahısla yemek yedikleri aşikardır. Recep Tayyip Erdoğan’ın her bayramda tebrik göndermekte olduğu Ahmet Özer… Cemil Çiçek’in 2012 yılında Anayasa Komisyonu’na davet edip üç saat boyunca dinlediği Ahmet Özer… Naci Bostancı’nın 2013’te Çözüm Komisyonu’na çağırarak iki saat boyunca dinleme fırsatı bulduğu Ahmet Özer… Mehmet Özhaseki’nin 2017 yılında Şehircilik Şurası’na davet ettiği Ahmet Özer… Süleyman Soylu’nun Etnik Meseleler Çalıştayı’na davet ettiği Ahmet Özer; günümüzde İçişleri Bakan Yardımcısı olan ve o dönemde Van Valisi tarafından Kürt Sorunu Raporu’nun hazırlanmasında görev alan bir kişi olarak, suçlu ilan edilemez. Ahmet Özer’in masumiyeti tartışmasızdır. Ahmet Özer ile irtibat kuranlar, aslında Ahmet Özer ile kendi inisiyatifleri doğrultusunda iletişime geçmişlerdir. Yıllar boyunca akıl fikir aldınız. Bu sebeple, her etkinliklerine davet ettikleri, uzun süre dinledikleri ve danıştıkları Ahmet Özer’in suçlu ya da terörist olarak damgalanması söz konusu olamaz. Ancak bu meseleyi Cumhuriyet Halk Partisi, nihayetinde sonuna dek takip edecektir. Bunu böyle bilmelisiniz.
“Kayyum politikasına alışmayacağız.”
“Bir kez daha buradan ifade etmek isterim ki, Ahmet Özer hakkındaki iddianame henüz tamamlanmamıştır.” Bu iddianamenin henüz tamamlanmamış olması, mevcut delillerle mahkemeye başvurmanın getirdiği güçlük ve mahcubiyetle ilişkilidir. Suç arayışındalar. Suç uydurma çabası içerisindeler. Gizli tanık beyanlarıyla temelsiz iddialarda bulunarak, haklılıklarını ispatlamaya çabalıyorlar. Bu amaçla, sahip olduğunuz her şeyi açıkça ifade edin. Bir an önce ifade edin. İddianameyi derhal kaleme alın. Yargılama sürecini başlatın. Ahmet Özer’in serbest bırakılmasını talep ediyorum. Ahmet Özer, masumiyetini korumaktadır. Ahmet Özer’in tutuklu kalması uygun görülmemelidir. Esenyurtlulara buradan gösterdiğiniz misafirperverlik ve Ahmet Başkan’a sağladığınız bu etkili destek için teşekkürlerimizi sunuyoruz. Biz alışmayacağız. Esenyurt’taki işgale karşı duruşumuzu sürdüreceğiz. Kayyum yönetimine uyum sağlamayacağız. Asla pes etmeyeceğiz. Zira eğer alışmış olursak, direnişi sonlandırırsak ve mücadeleyi terk edersek, bu hukuksuzluklar Türkiye genelinde yayılarak derinleşecektir. Tüm İstanbul’a kapsamlı bir yayılım gösterecektir. Seçimleri kazanamayan birinin sandıktan kaçıp darbe girişiminde bulunmasına ve bir daha seçilemeyecek olan birinin sandığı terk etmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Sandığa, millete ve iradesine sahip çıkma kararlılığımızı sürdüreceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Esenyurt’un tamamındaki tüm demokrasi güçlerini ve siyasi partileri, bu onurlu demokrasi mücadelesine aralıksız ve kararlılıkla katılmaya davet ediyoruz. Hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.