Günün büyük bölümünü uyumadan, yorgun ve gece yarısı yetmez, zaman zaman da sabahın ilk ışıklarına kadar çalışan benim gibi bir çok insanı; patron, kariyer sahibi, keyfi yerinde olarak gören ama, sabah sekiz, akşam beş işini bitirip, önce eve sonra kahveye yada cep telefonundaki tik toka dalan işçinin bayramı bugün.
Yüzde yüz sekseni bulmuş enflasyonu görmezden gelip, “Buna da çok şükür.” diyerek kendisini ezen sisteme yine oy veren aynı işçi, seni beni, yani “Kahrolsun patron.” dediklerini de ‘bir eli yağda, bir eli balda’ sanarak gece rahat uyuduğu yatağında Reisini dinler en az üç çocuk yapmaya devam eder.
Evet bugün 1 Mayıs yani İşçi ve Emekçiler Bayramı, bu gün yine bayram hem de resmi tatil..
Ama resmi ve resim de işçi görünmeyen bir eli yağda, bir eli balda denen asıl işçi yani ‘kahrolsun’ denen patron yolda; fabrikada gelen elektrik faturalarına bakakalıyor. Bu ay ödeyeceği faturaları hesaplıyor. Biriken vergi ve sigorta borçlarını nasıl taksitlendireceğini kara kara düşünürken, 22 yıl sonra “Doğru zaman, Doğru adam” lı dev posterler eşliğinde seçime giden ülkenin işçisine bakar..
Ve o işçiler gibi kendisinin nasıl rahatlayacağını ve iki hafta sonra değişimin olup, olmayacağını kara kara düşünür.
Çünkü bugün bayramını kutlayan işçinin, torununa harçlık veremeyen emeklinin, çocuğuna okul çantası hazırlayamayan annenin hala aynı yerde durduğunu, bu da yetmezmiş gibi senden benden daha politik davranıp yaşanacak bir değişimle kanuni olarak zorunlu olan dul maaşının, yaşlı parasının yani bin TL’sinin kesileceğini İŞKUR, Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Vakfından aldığı yardıma şükreder.
Hazır kıta bindirildikleri otobüsler ve doldurdukları meydanlarda “Dinimiz elden gider, şampanya içerler, Diyanet’i kaldırırlar hatta yetmez millet iradesi denen sandığa atılan oyla darbe yaparlar..” edebiyatlarını dinler yatar, yuh çeker bununla yetinmez Reise karşı olanların tez mevta olmalarına edilen duaya el açar amin derler.
Ve bugün 1 Mayıs, bayramını kutlamak için dövülmeyen sömürülmeyen (!), sövülmeyen (!), 1kg et alan (!) ve kahvede şak şuk okeyle bayram yapan işçi bayramı..
Evet, “Kahrolsun patron.” yetmedi muhalefet denen bugün bayram iken yarın 14 Mayıs’ta pardon 15 Mayıs’ta ya çek senet derdiyle iflas etmemek için kendisini işten çıkarıp kapıya kilit vurmayı düşünen patronla bayram edecek ya da karalar bağlayacak olan bir gün öncesinde son 13 gün..
Yani bugün 1 Mayıs, hem de polis eşliğinde yasak bayram yarın her gün stresli günler..
Ha unutmadan iş verecek iş alanlarının olmadığı için devem eden göç dolaysıyla 3 bini kadın, çoğu İş-Kur’un geçici işçileri olan topu topu 10 bin sigortalı işçinin olduğu 98 bin kişinin kaldığı memleketim Ardahan’da da kutlanan 1 Mayıs meydanında cami yapılan İstanbul Taksim’de ki gibi kavgalı, gürültülü ve polis müdahaleli değil, sesiz, sedasız hem de işçisiz silik ve bozuk bir müzik eşliğinde kutlanırken CHP’li belediyenin ‘oy vermediler’ diye üzerlerinde mobing kurduğu işçilerden hiç bahsedilmemesi dikkat çekerken u konuda da ne kadar samimi olduğumuzu da gördük.
Çünkü, gerek hiç yoktan da olsa 1 Mayıs’ı kutlayanlar, gerekse bu işçiler üzerinde siyaset yapanlar, açıklamalarda bulunanlar, seçim öncesi CHP ile seçim sahasında demlenenler ama 1Mayıs’ta alanda olmayan helvacı hewaller Ardahan Belediyesi’nde devam ettiği söylenen işçi, çalışan üzerindeki baskıdan hiç ama hiç bahsetmemiştiler.
Neyse mevcuttu uygulanmayan Anayasa’nın yenilenip, değişimi tartışmaları ile gölgelenmek istenen ekonomik sıkıntı dolaysıyla önümüzdeki kurban bayramında nasıl para bulup, kurban keseceklerini şimdiden kara kara düşünmeye başlayanların bayramı şimdiden kutlu olsun.