Tarihsel ve kültürel olarak Türk milleti, her zaman birlik ve beraberlik içinde olması gerektiğini defalarca göstermiştir. Geçmişte yaşanan savaşlar, zorluklar ve mücadeleler
Tarihsel ve kültürel olarak Türk milleti, her zaman birlik ve beraberlik içinde olması gerektiğini defalarca göstermiştir. Geçmişte yaşanan savaşlar, zorluklar ve mücadeleler, milletimizin birlikte hareket ettiğinde nasıl büyük zaferler kazandığını ortaya koymuştur. Bu bağlamda sıkça duyduğumuz “Türk‘ün Türk’ten başka dostu yoktur” sözü, sadece bir ifade değil, aynı zamanda bir uyanış ve dayanışma çağrısıdır.
Türk milleti olarak, siyasi çekişmeleri bir kenara bırakarak, bayrağımıza, vatanımıza, devletimize ve milletimize sadakatle sahip çıkmalıyız. Çünkü bir milletin gerçek gücü, aralarındaki kardeşlik ve dayanışma ile ölçülür. Siyasi ayrılıklar, ideolojik görüş farklılıkları; bir milletin temel değerleri karşısında ikinci planda kalmalıdır. Günümüz Türkiye’sinde de bu birlik ruhuna her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır.
Avrupa ve dünyanın bazı güç odakları, Türkiye’nin kalkınmasını ve güçlenmesini engellemek adına çeşitli adımlar atsa da, millet olarak kararlı ve bilinçli duruşumuz bu planları boşa çıkaracaktır. Artık kendi teknolojisini üreten, yerli ve milli ürünlere sahip çıkan bir gençlik var. Bu gençliğe örnek olmak hepimizin sorumluluğudur.
Türk Milleti Olarak Birlik ve Beraberliğin Önemi (1)
Geleceğimiz olan çocuklarımız için daha adaletli, vicdanlı ve eşitlik temelli bir toplum inşa etmeliyiz. Kürt, Laz, Çerkez ya da başka bir etnik kökenden gelmiş olalım; bizler Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında yaşayan kardeşleriz. “Ne mutlu Türk’üm diyene” ifadesi bu topraklarda yaşayan herkesin ortak paydasıdır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere miras bıraktığı Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak ve geliştirmek hepimizin görevidir. Bu gelişim ise ancak eğitimle, bilimle ve yerli üretimle mümkündür. Türk malı ürünleri tercih ederek, dışa bağımlılığımızı azaltmak ve ekonomimize katkı sağlamak, vatan sevgisinin bir yansımasıdır. Türk milletine ve Türkiye’ye saygı göstermeyen ülkelerin ürünlerini kullanmamak bir bilinç meselesidir.
Çanakkale’de, Gelibolu’da canlarını veren atalarımız, bu vatanı kolay kazanmadı. Savaş sırasında yiyecek bulamayan, çarığını araç tekerinden yapan, süpürge tohumunu yiyerek hayatta kalan ecdadımızı unutmak büyük bir vefasızlık olur. Bu ruhu yaşatmak için bizlere düşen görev, birlik içinde kalmak, fitnelere kapılmamak ve tahriklere gelmeden vatanımızı savunmaktır.
Türk Milleti Olarak Birlik ve Beraberliğin Önemi
Türkiye Büyük Millet Meclisi, 23 Nisan 1920’de, işgal altındaki İstanbul’a karşı milletin iradesini temsil etmek için kuruldu. Bu köklü tarih, bugün bizlere devlete sahip çıkma sorumluluğunu da yüklemektedir. Milletçe el ele vererek, al bayrağımızı gururla dalgalandırmalı, dış güçlerin iç işlerimize karışmasına asla izin vermemeliyiz.
Günümüz Türkiye’sinde etnik, dini ya da ideolojik ayrımlar bir kenara bırakılmalı; daha güçlü, daha bağımsız ve örnek bir ülke olabilmek için hep birlikte hareket edilmelidir. Vatan sevgisiyle yanmalı, çocuklarımıza güzel bir gelecek bırakmak için fedakârca çalışmalıyız. Bu ülkenin her bir ferdi elini taşın altına koymalı, birlik ve beraberlikle Türkiye’yi daha aydınlık yarınlara taşımalıdır.