Gebze’de aynı aileden 4 kişinin yaşamını yitirdiği bina çökmesi vakasını değerlendiren İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, binalardaki çatlaklar konusunda vatandaşları uyardı ve bilimsel standartlardan sapıldığında bu tür trajedilerin kaçınılmaz olduğunu ifade etti. Genelde binaların kendiliğinden yıkılmayacağının altını çizen Bingöl, bu yapıların statik ve mimari projelere uygun inşa edilmesi gerektiğini, aksi durumda ciddi riskler doğduğunu belirtti.
Bingöl, binalarda oluşan çatlakların dikkate alınması gerektiğini vurgulayarak, bu tür olguların zaman kaybetmeden denetlenmesini önerdi. Özellikle içine el veya parmak girebilecek büyüklükteki çatlakların ciddi tehlike işareti olduğunu söyledi ve böyle bir durumda binanın acilen boşaltılması gerektiğini aktardı. Ufak çaplı çatlaklar için belli bir bekleme süresi olabileceğini, ancak bunun da riskli sayıldığını belirtti.
Türkiye’de yaşanan binayla ilgili olayların “alışılmış bir trajedi” haline geldiğini ifade eden Bingöl, geçmişte Konya’da gerçekleşen çökme vakasına dikkat çekerek bunun benzer örneklerden biri olduğunu belirtti. Teknik standartlara uyulmamasının bu tür facialara kapı araladığını dile getirdi.
Kolon kesilmesinin sık yaşanan bir sorun olduğuna dikkat çeken Bingöl, bu tür müdahalelerin binanın taşıyıcı sistemini zayıflatarak çökme riskini artırdığını söyledi. Alt katları genişletmek amacıyla kolon kesimine sıkça şahit olduklarını, bunun da zamanla küçük depremler veya zemin hareketleriyle binanın dayanıklılığını kaybetmesine neden olduğunu ekledi. Gebze’deki olay özelinde kesin bir iddiada bulunmaktan kaçınsa da kolon kesilmesi ihtimalinin akla yakın bir neden olabileceğini vurguladı.
Denetim mekanizmalarındaki eksikliklere de değinen Bingöl, yeterli denetim elemanının bulunmamasını ve denetim sonrasında yapılan değişikliklerin ciddi bir ihmal kaynağı olduğunu ifade etti. Örnek olarak; yangın yönetmeliğine göre iki çıkış noktası olması gereken bir binada daha sonra bir merdivenin kapatılıp daireye dahil edilmesi gibi durumların ölümcül sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti.
Eski binaların tek başına çökme nedeni olamayacağını belirten Bingöl, Ayasofya ve Sultanahmet Camii örneklerini vererek binaların yaşından çok doğru yöntemlerle inşa edilip edilmediğinin önem taşıdığını söyledi. Esas problemin binaların doğru standartlarda inşa edilmemesi ve sonradan yapılan müdahalelerle taşıyıcı sistemlerinin bozulması olduğunu vurguladı.
Vatandaşları bina çatlaklarına karşı tekrardan uyaran Bingöl, kesinlikle gecikmeden testler yapılması gerektiğini belirtti. Beton dayanıklılık testi olarak bilinen karot analiziyle binaların güvenlik durumunun kolayca anlaşılabileceğini söyledi ve özellikle 1990’lardan önce yapılmış binaların beton kalitesinin düşük çıkabildiğine dikkat çekti. Ancak vatandaşların, test sonucu yıkım kararı verilme ihtimali nedeniyle endişe duyduklarını ve gerekli başvuruları yapmaktan çekindiklerini de sözlerine ekledi.
Gebze’deki olayla ilgili ortada açık bir ihmal olduğuna işaret eden Bingöl, henüz kesin bir sonuca varmanın mümkün olmadığını ama bu tür facialarda mutlaka bir ihmalkarlığın bulunduğunu söyledi. Binanın yapım malzemeleri, kullanılan teknikler ve denetim süreçlerinin savcılık soruşturması sonucunda ortaya çıkacağını belirtti. İhmalin kime ait olduğunun kapsamlı bir inceleme ile netleşeceğini vurgulayarak konuşmasını sonlandırdı.Doi numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.64858